Dolgu uygulamaları (fillers)
Kırışıklıklar deri yüzeyinin pürüzsüz görünümünün kaybolması ve küçük seviye farklarının ortaya çıkması şeklinde karşımıza çıkar. Bu seviye farklılıkları iki şekilde ortadan kaldırılabilir.
Birincisi yüksek olan kısımların kimyasal peeling (soyma), lazer yada dermabrazyon (mekanik soyma) ile seviye farklarını ortadan kaldırılması şeklinde yapılır.
İkincisinde ise yumuşak doku doldurucuları ile düşük seviyelerin normal yüksekliklerinin kazandırılması şeklindedir. Kırışıklıkların altına ince iğneler kullanılarak hyaluronik asid, kollajen ve benzeri maddeler enjekte edilir.
Yumuşak doku doldurucuları düşük seviyedeki kırışıklıkların seviyelerini yükselterek daha belirsiz hale gelmelerine neden olur. Enjeksiyondan sonra geçici bir rahatsızlık olmaktadır. Uygulamadan sonra makyaj yapılarak normal günlük aktivitelere dönülebilir.
Dolgu olarak kullanılan çok sayıca materyal vardır. Ancak bunların çoğu belli bir dönem kullandıktan sonra görülen yan etkileri nedeniyle popülerliğini yitirmiştir.
Daha bir çok ürün geliştirilmiş ancak çeşitli komplikasyonları nedeniyle popüler olamamışlardır.
Dolgu maddesi uygulamasında karşılaşılacak genel komplikasyonlar;
1-Kanana ve morarma
2-Enfeksiyon
3-Herpes simplex virüsünün aktifleşmesi (daha önce geçirilmiş hastalığa bağlı)
4-Alerjik reaksiyonlar (şiddetli alerjik reaksiyonlara bağlı ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir)
5-Derinin o bölgede canlılığını yitirmesi
6-Deri altında kistlerin oluşması
Bu komplikasyon ihtimalleri uygun dolgu maddesi seçimi ve bu konudaki tecrübeli kişiler tarafından en aza indirilebilir.
Kişinin kendi yağının kullanılarak yüz bölgesinde hacim artırılması yada dolgu olarak kullanılması yaşlanmanın etkilerini azaltmada önemli aşamalardan biri olmuştur. Yağ dokularının erime oranları değişiklik göstermektedir.
Bu yağın alını şekli, uygulama şekli ve nereden alındığı ile de ilgilidir. Genellikle liposakşın yapılarak karından, basenlerden, popo bölgesinden veya uyluk iç kısımlarından yağ alınabilir
Alınan yağ santrifüj edilerek yada başka şekillerde serumundan ayrılır. Nazolabial oluk, marionette hattı, orta yüz bölgesine ve alın kısmına yağ enjeksiyonu yapılabilir. Yağ enjeksiyonu istenilenden biraz fazla yapılarak bir kısmının erimesinin sonucunda oluşacak hacim azalmasının önüne geçilmeye çalışılır.
Uygulamadan sonra az da olsa şişlik ve morarma olabilir. Nazolabial bölgeler ve göz alt kapak bölgelerinde özellikle dikkat etmek gerekir. Buralarda ince kanüller kullanılarak daha iyi sonuç alınabilmektedir.
Yumuşak doku dolgularında dudak büyütme işlemi en fazla talep edilen işlemlerdir ve gençler arasında da oldukça rağbet görmektedir. Dudak büyütmede yağ dokusu kullanımına ilave olarak derinin dermis tabakası da kullanılabilir. Günümüzde FDA tarafından onaylanmış geçici yada kalıcı dudak büyütme için dolgu bulunmamaktadır. Dudak büyütmede en fazla hyaluronlar kullanılmaktadır ama etkileri geçicidir. Dudak büyütmede ePTFE kullanılmış ancak hyaluronlara göre daha sert bir doku oluşturduğundan popüler olamamıştır.
Sığır kolajeni ilk olarak Zyderm ve Zyplast adlarıyla kullanıma girmiştir. Bu üründe 35-65 mg/ml kolajen ve % 0,3 ml lidokain vardır. Bu kolajeni uygulamadan önce % 1-3 oranında görülebilecek olan allerji için önce test yapmak gerekir.
İnsan kolajen eşdeğerleri olan Cosmoderm ve Cosmoplast alerji riskini ortadan kaldırmak için geliştirilmiştir. Kolajen dolgular 1-4 aylık sürelerle etkili olurlar. İnsan kolajen ürünlerinin en önemli klinik avantajı çok yüzeyel çizgilerde iyi bir şekilde düzeltme sağlamalarıdır. Domuzdan elde edilen ancak alerjik reaksiyon için test gerekmeyen Evolence 2008 yılında kullanıma girmiştir. Evolence 35mg/ml biyolojik olarak parçalanabilir tip 1 domuz kolajeni içermektedir. Bu kolajen insan kolajeninden daha fazla sürede kalıcı olmaktadır. Bu kolajende daha fazla çapraz bağ bulunmakta ve antijenlerden büyük oranda uzaklaştırılmış durumdadır. Kolajen dolgu maddeleri günümüzde fazla tercih edilmemektedir.
Hyaluronik asid polisakkaridlerdir ve normal dokularda doğal olarak bulunurlar. Kolajen ve benzeri ürünlere karşı alerjik reaksiyon gelişme riski nedeniyle hyaluronik asid son yıllarda daha fazla araştırma ve geliştirme konusu olmuştur. Uygulamalarda sığır kolejenine göre daha avantajlı olduğu görülmüştür.
Hyaluronik asid memeli dokularında ortak bulunan ve dokuların her yerinde dağılmış bir maddedir. Hyaluronik asid biyolojik dokulara mükemmel uyum gösterir ve yapısal ve mekanik özellikleri deri ile aynıdır. Ancak hyaluronik asid doğal haliyle kullanıldığında çok hızlı olarak etkisini kaybeder. Ancak çapraz bağlar oluşturulduğunda etkisi daha uzun sürmektedir.
Juvederm, Elevess ve Restylane gibi ürünler yumuşak doku doldurulmasında kullanılan FDA onaylı ürünlerdir. Bu ürünler değişmekle birlikte 6-18 ay kalıcılıkları vardır. Çapraz bağlı hyaluronik asidler deriye yada ses tellerine enjekte edildiklerinde iyi tolere edilirler. Hyaluronik asidler normal deri yapısında olduğu için ve su tutucu özellikleri nedeniyle dolgu maddesi olarak kullanılmaya çok uygundur.
Vücud tarafından kolay tolere edilen bir madde olduğu için alerji testine gerek yoktur ve kalıcılıkları sığır kolajeninden daha uzundur. Doğal şekli derideki lenf damarları aracılığı ile uzaklaştırılır ve karaciğerde karbondioksid ve suya dönüştürülür. Hyaluronik asid yoğunluğu, çapraz bağ oranı ve çapraz bağ tipi hyaluronik asid olan dolgu maddelerinin kalıcılığını etkiler. En önemli faktörler çapraz bağ oranı ve su tutma kapasitesidir. Eğer çapraz bağı olmayan hyaluronik aside su ilave edilirse çok yoğun bir yapı oluşur ve bir kaç gün içerisinde vücudda kaybolur. Vücutta daha fazla kalması için üreticiler çeşitli çapraz bağ oluşturan meddeler kullanırlar.
Çapraz bağ oranı arttıkça jel daha fazla sertleşir ve daha fazla kalıcı olur.
Sonuçta çapraz bağ oranı ve çapraz bağ derecesi dolgu maddelerinin karakteristiklerini ve kalitesini belirler.
Su bağlama kapasitesi veya su tutma özelliği nedeniyle kendi kitlesinden daha fazla hacim oluşturur. Yakın zamanda yapılan çalışmalarda hyaluronik asidin yoğunluğu arttıkça kalıcılığının arttığı gösterilmiştir.
Ancak yalnız başına yoğunluk yeterli değildir aynı zamanda çapraz bağ uzunlukları da önemlidir. Bunlarla birlikte uygulama tekniği de kalıcılıkta önemlidir. Derin dermise enjeksiyon yapılması sonucu kolajen sentezi artar. Bu durumda hyaluronik asid dokuda kaybolsa da bunun yerine kolajen geçer
Hyaluronik asid dokudan hyaluronidaz kullanılarak uzaklaştırılabilir.
Hyaluronidaz kullanıldığında hyaluronik asid dokudan saatler içerinde uzaklaşmaya başlar. Hyaluronidaz Vitrase, Amphadase ve Hydrase ticari isimleri ile bulunmaktadır. 3 ünite ile deri testi yapılır, eğer reaksiyon görülmez ise 5 dakika içerisinde 15-20 ünite hyaluronidaz enjekte edilerek etkisi bir kaç saat içerisinde görülebilir.
Burada % 30 oranında 25-45 mikron arasında değişen kalsiyum hidroksiapatid kürecikleri ve % 70 karboksimetil selüloz jel suspansiyonu içerir.
Bu yapı ürüne beyaz görünüm verir. 28 gouge iğne ile threading teknikle uygulanır. Radiesse yada Crytalys olarak bulunmaktadır ve FDA tarafından bağışıklık sistemi düşük hastalık sonucu deride çökmeleri olan kişilerde kullanım izin verilmiştir.
Günümüzde orta ve derin kırışıklıklarda kullanılmaktadır. Radyografilerde opak görünmekle birlikte herhangi bir maskeleme yapmaz. 5 yıllık kullanımında hiç kitle oluşumu görülmemiştir.
Hyaluronik asidle karşılaştırıldığında daha uzun süreli etkilidir. Nazolabial (burun yanak hattın) kırışıklıklarında ilk tercihtir. Mukopolisakkarid yapısında olmadığından su tutmaz ve Tyndall etki denilen mavi-gri renk değişikliğine neden olmaz.
Kalsiyum hidroksiapatid parçacıkları etrafında kolajen gelişir. Kısmen sert yapısı nedeniyle veya nodül oluşturma ihtimali nedeniyle dudak büyütmede genelde tercih edilmez.
Eğer nodül oluşur ise kalsiyum hidroksiapatid kolayca çıkarılabilir.
Diğer mikroparçacık içeren dolgu maddesi Poli-L_laktik asiddir. Sculptra olarak bulunmaktadır. 367,5 mg lik flakonlarda bulunur, polilaktik asid polimeri, metilselüloz ve mannitol karışımı şeklindedir. Kullanımdan en az 2 saat önce sulandırılır ancak en iyisi 1 gün önceden sulandırmaktır. FDA onayı olan bir üründür. PLLA zamanla parçalanır bunun yerini kolajen alır.
Etkisi 4-6 hafta içerisinde görülür ve uygulamaya bağlı şişlik 48 saatte kaybolur. 5 ml su ile sulandırıldığında nodül oluşum oranı düşüktür. PLLA 26 gouge iğne ile deri altına uygulanır. Uygulamadan hemen sonra masaj yapılır ve 5 gün boyunca aralıklı olarak masaj yapılır. Depo metodu ya da çapraz hatlarda uygulanarak yanak, şakak, ve yüzün yan taraflarında hacim artışında kullanılabilir. Ağız çevresi ve dudaklarda uygulanmaz çünkü oluşabilecek kitlelerin tedavisi zordur. 2 yıla kadar kalıcı olabilmektedir.
Sığır kolajenii ve metilmetakrilat içerir. 20-50 mikron arasında paarçacıklar içerir ve vücutta erimezler. Sığır kolajeni vücut tarafından eritilmesinden sonra mikroparçacıklar kolajen tarafından çevrelenir. Sığır kolajeni içerdiği için alerji testi gerekir. Granülom oluşma ihtimali düşüktür.
Sıvı silikonun mikro damla tekniği ile uygulanması kalıcı düzeltmeler için kullanılabilir. Ancak sıvı silikon kullanımının riskleri vardır. Granülom oluşturma ihtimali vardır.
Normal olarak dudakların yerleşimi burun ve çeneye göre belirlenir. Dişler gibi dudaklar da kişinin görünümünde önemli rol oynarlar. Dudakların yerleşiminden başka dudakların genişliği, dudaklar arası mesafe ve gülme esnasında dişlerin görünme durumu da önemlidir. Ağzın dış kenarları göz bebeklerinin iç kısımlarından çizilen dikey bir hat ile aynı hizada olmalıdır.
Ayrıca alt dudak üst dudaktan hafifçe daha dolgun olmalıdır. Dişler kapalı iken dudaklar arasındaki açıklık 3 mm’ yi geçmemelidir. Gülme esnasında diş etleri ve üst kesici dişlerin 2/3 ünden daha fazlası görünmemelidir.
1.vücut tarafından reaksiyon gösterilmeyen,
2.uzun süreli yumuşak kalabilen,
3.hacmini koruyabilendir.
Maalesef bu özelliklere sahip ideal bir materyal yoktur. Doldurma maddesi olarak vücudun diğer yerlerinden (göbek, basen gibi) alınan yağ kullanılabilmekte ancak bu yağ dokusu 1-3 ay içerisinde % 70-80 oranında hacmini kaybetmekte yani vücut tarafından eritilir.
İyi bir sonuç alabilmek için gerekenden daha fazla yağ enjeksiyonu yapılmaktadır. Yağ yerine kolajen kullanıldığında hacmini 6-12 ay kadar korumaktadır. Ancak alerji testi yapıldıktan sonra dudak hatlarını belirginleştirmek için kullanılabilir.
Dudak büyütmede silikon enjeksiyonu ise Ülkemizde, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde yasaktır ve tercih edilen bir yöntem değildir. Silikona bağlı geç dönemde komplikasyonlar ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir dudak büyütme yöntemi yağ dokusu yerine deri-yağ dokusu doldurulmasıdır.
Doldurmada kullanılacak deri vücudun değişik yerlerinden alınabilmektedir. Bu dokunun ancak % 20’ si vücut tarafından emilirken % 80’i canlı kalmaktadır. Doku kasık bölgesi, popo ile uyluk birleşim yerindeki kıvrım bölgesinden alınabilmektedir. En fazla tercih edilen yöntemdir.
1-doğumsal
2-travma sonucu yada
3-yaşlanmaya bağlı olarak görülmektedir.
Nedenine bağlı olarak dudağın deri-yağ dokusu ile doldurulması bazı değişiklikler göstermektedir.
Son yıllarda ameliyat dışı yöntemlerle dudak büyütme işlemleri yaygınlaşmıştır. Bunun için derinin normal yapısında bulunan hyaluronic asid kullanılmaktadır.
Hyaluronic asid laboratuvar ortamında hazırlanmakta ve kullanıma hazır hale getirilmektedir. Hyaluronik asidin dudak büyütmedeki kalıcılığı 8-12 ay gibi kişiye göre değişen sürelerde olmaktadır. Ayrıca kullanılan ürün ile de ilişkilidir.
Botoks ve dolgu uygulamaları birbirinden farklı işlemlerdir.
Özellikle yüzün 1/3 üst kısmında botoks uygulamaları etkili olurken yüzün 2/3 alt kısmında dolgu uygulamaları daha etkilidir. Bazı durumlarda yalnızca botoks yada dolgu yeterli olmaz, aynı anda yada kısa aralıklarla ikisinin de kullanılması gerekir.